Son dönemde Türkiye Kuzey, Güney ve Doğu sınır komşularıyla
Suriye konusunda tamamen ters düşmeye başladı. İran’ın uzun zamandır Suriye
devletine yardım ettiği açıkça biliniyor. Öte yandan Rusya’nın da Suriye
devletinin yanında olduğu uzun zamandır ortada. Öte yandan geçtiğimiz günlerde
Irak Başbakanı Maliki’nin Moskova’ya yaptığı ziyaret de ayrı bir önem taşıyor. Maliki
uzun süredir Suriye’de tarafsız bir siyaset yürütme iddiasında ve krizin sadece
Suriye içerisindeki taraflarca dış müdahale olmadan çözülebileceğini söylüyor.
Son olarak İnterfax’a verdiği röportajda bu konudaki pozisyonunu açıkça
belirtiyor ve Türkiye’yi çok tehlikeli oyunlar oynamakla suçluyor.
Maliki ve Putin - Agence France-Presse |
Irak ve Rusya ilişkilerine
bakacak olursak, bu ikili arasında ABD’nin Irak’tan uzaklaşmasından beri bir
yakınlaşma söz konusu. Özellikle Exxon gibi bazı büyük Amerikan enerji
şirketlerinin Kürt yönetimiyle anlaşmaları Bağdat’ı kızdırmış vaziyette. Irak
ve Rusya arasında yapılan 4 milyar dolarlı bulan silah anlaşmaları ve Irak’ın Amerikan
şirketleri yerine Rus petrol ve doğalgaz firmalarını büyük devlet ihalelerine
davet etmesi Bağdat ve Moskova arasındaki yakınlaşmayı açıkça gösteriyor.
Bu çerçevede her iki ülkenin de Suriye konusundaki
tutumlarının benzer olduğunu unutmamak lazım. Öte yandan, Maliki her ne kadar
iddiaları reddetse de İran’dan Suriye’ye Irak üzerinden uçaklarla silah
taşındığı düşüncesi Batı’da hâkim.
İran uçağı - Reuters |
Kısacası Batı komşularımız hariç diğer tüm komşularımızla
Suriye konusunda tam bir görüş zıtlığı içerisindeyiz.İran, Irak ve Suriye hattında var olan Şii eksenine güçlü
bir Rus desteği var. Aynı zamanda Türkiye’de pek sık gündeme gelmemekle beraber
Lübnan’da Şii’lerin önemli bir varlığı bulunmakta. Lübnan’daki bu grubun da
Suriye hükümetine destek verdiğini düşünmek yanlış olmaz.
Bu Şii bloğun
karşısında ise Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’den oluşan bir blok var. Bu
Sünni bloğun görünmeyen lideri ise Amerika’dır. Amerika’nın Suriye’deki rejimin
devrilmesi için verdiği destekten Irak, Libya ve diğer geçmiş deneyimlerden çok
da ders almadığı anlaşılıyor. Aynı şekilde bu kötü örneklerden Türkiye’nin de
pek ders aldığı söylenemez. Almış olsaydı Suriye’deki çatışmaları körüklemeyi
göze alarak savaşan taraflardan birisine destek olmazdı. Suriye’deki durumun
bugün geldiği noktada ise artık çatışmaların Suriye hükümeti ve muhalifleri
arasındaki bir meseleden ibaret olduğunu söylemek doğru olmaz. Nitekim Türk ve
Amerikan hükümetlerinin Suriye rejimi aleyhindeki açıklamalarına karşın
Rusya’nın ve İran’ın bu rejimi açıkça destekleyici sözlerini dikkatlice
değerlendirmek gereklidir. Öte yandan Katar ve Suudi Arabistan Suriye’deki
rejime karşı olduklarını çok önceden belli etmiş olmalarına rağmen bugün
Suriye’deki rejimin baş düşmanı olarak Türkiye gözükmektedir. Türkiye’nin bu
pozisyonu özellikle önemli iktisadi ilişkiler içerisinde olduğu Rusya, İran ve
Irak ile ilişkilerini tehdit edebilir. Unutmamak gerekli ki Türkiye doğalgaz
ihtiyacının büyük bir kısmını İran ve Rusya’dan karşılamaktadır. Öte yandan
Irak hükümeti de her fırsatta Türkiye’nin politikalarından rahatsız olduğunu
belli eden açıklamalar ve davranışlar sergilemektedir. Nitekim bugün
(18.10.2012) gelen bir haber Suudi Arabistan’a çalışmak için giden Türk
işçilerinin gerekli belgeleri ve vizeleri olmadığı gerekçesiyle Bağdat
yönetimince alıkonduğu yönündeydi.
Clinton Asya Pasifik toplantısında - Ajanslar |
Türkiye’nin son dönemde izlediği uluslararası politikalarla
ilgili olarak sıkça tekrarlanmaya başlanan sınır komşularından hızla
uzaklaştığı fikrine katılmamak mümkün değil.
Bu çerçevede Türkiye Ortadoğu yaşamak zorunda ve kalıcı olanın Amerika
değil kendisi olduğunu hatırlaması yararına olacaktır. Nitekim son dönemlerde
Amerikan’ın Asya Pasifik bölgesine yoğunlaşmaya başlaması ve Amerika’da
birçoklarınca da ifade edildiği gibi Ortadoğu’dan uzaklaşma fikri bu ülke
siyasetinde de ağır basmaya başlamıştır.
Yarın bir gün Amerika bu coğrafyadan çıktığında Türkiye şu
anda politikalarıyla yaratmak ve şekillendirmekle meşgul olduğu Ortadoğu ile
baş başa kalacağını unutmamalıdır.
Kaynakça:
Tanguy Struye de Swielande, The Reassertion of the United States in the Asia-Pacific Region (http://www.carlisle.army.mil/USAWC/parameters/Articles/2012spring/Struye_de_Swielande.pdf)
Le Monde
RT News
Agence France-Presse
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder