27 Eylül 2015 Pazar

Vize vize Avrupa

Eksi bir yazı... ama geçerliliğini kısmen koruyor. O zamanlar yayınlamamışım. Şimdi vakti gelmiş.

Kaç sektöre girdim kaç sektörde çalıştım inanılır gibi değil... Son bir kaç senedir de Schengen vizeleri konusunda garip bir deneyim elde ettim. Öncelikle herkesin merak ettiği sorular: hangi ülke en uzun süreli vize veriyor? Öncelikle bu sorunun cevabı Türkiye'nin o ülkeye karşı uyguladığı vize rejiminde yatıyor. Örneğin Fransız vatandaşlarından vize istemediğimiz için Fransa genelde minimum 3 aylık vize veriyor. Aksi örnek olarak da İspanya olsun; heriflerden vize istediğimiz için bize olabilecek en kısa süreli vizeleri veriyorlar. Ülke politikasının yanısıra o ülkenin elçisinin kişisel insiyatifi de çok önemli. Örneğin önceki Fransız büyükelçisi (Laurent Bili) Fransa Türkiye ilişkilerini samimiyetle geliştirmek istediği için uzun süreli vize politikası taraftarıydı. Tersi örnek ise İspanya; herifler hem devlet politikası hem de konsolos ve elçilerinin kişisel rezil tercihlerinden ötürü Türkleri süründürüyorlar. Bir de küçük, kıçı kırık Avrupa ülkeleri var; bunlar kendilerini bir halt zannedip Türk vatandaşlarına tek girişli ve olabilen en kısa süreleri vermeyi marifet görüyorlar ( Çek, Litvanya, Estonya vs)...

Daha ne çok şey var söylenecek...

Bir sonraki yazıya.



VW krizi

Yazmıyorum yazmıyorum sonra bir an geliyor döküleyim diyorum...

Neyse VW krizi; işin özü VW bir halt etti ve yakalandı. İşin detayında ise 2015 senesi itibariyle Toyota ile dünyada en çok otomobil satmak için rekabette olan VW'nin devletlerin düzenleyici kurullarını kandırmak için yaptığı yazılımın ortaya çıkması var. VW temel olarak uyması gereken yükümlülüklerinden (yani düşük emisyon değerleri) testleri manipüle etmeye yönelik bir yazılım sayesinde kaytarmış. Türkiye'miz gibi ülkelerde bu çok ciddiye alınmasa da amerika ve avrupa'da devletler ve regülatör kurullar çıldırmış vaziyette. Gerçi haklılar; VW adamları enayi yerine koymuş. VW yediği haltı kabul etti ve avrupa ve amerika'da kamuya hitaben özür mektupları yayınlıyor. Ha bizde ise eski şirketim Doğuş'un liderliğinde olay olmamış gibi davranıyoruz. Bu arada Doğuş Otomotiv benim eski şirketimdir; adamların iç yüzünü merak edene anlatırım. Mesela eski bir bakanın oğlunun gizli ortak olduğu bayiyi büyültmek için yılların bayisine ne zülümler ettiklerini...  Dur konuya dönelim; İsviçre'de 2014'e kadar olan VW dizellerin satışı durduruldu. Bu toz duman dinince VW bayağı dayak yemiş, ciddi anlamda güven sarsmış ve satışları gerilemiş olacak. Tüm bunlara rağmen VW'nin batacağını düşünmek eblehliktir. Bu arada hisseleri düşmüşken de biraz hisse toplamak mantıklı olur. Herifler yine yükselecek; kim ölmüş ki biraz yüksek NOx değerlerinden!