İsrail
ile Filistin arasındaki çatışmalar ve kavgalar hakkında yazmak epey zordur.
Zordur çünkü elle tutulur bir yazı karalamak isterseniz bölgenin tarihinden
halklarına, haklarından günümüz siyasetine kadar pek çok konuyu bilmeniz
gerekir. Ayrıca her gün bölgede yeni
gelişmeler oluyor. Nitekim geçtiğimiz Çarşamba günü İsrail ordusunun Hamas’ın askeri
kanadının liderlerinden Ahmed Cabari’yi Gazze’de bir füze saldırısıyla
öldürmesi bölgeyi tekrar hareketlendirdi. Cabari’nin öldürülmesinin ardından
Hamas da İsrail’e tekrar roketler ve füzeler göndermeye başladı.
Cabari'nin paramparça olan aracı. Ali Hassan/Reuters /Landov |
Göreceli
olarak sakin olan İsrail’in ticari merkezi Tel Aviv de füzelerden nasibini aldı
ve Körfez savaşından beri ilk defa halk füzelere karşın sirenlerle uyarıldı.
Tel Aviv'e füzelerin düşmesiyle sirenler insanları saldırılardan korunmaları için uyarıyor. Fotoğraf Dana Kopel |
Karşılıklı saldırıların sürmesi sonucu Mısır Başbakanı Hişam Kandil
ateşkes sağlanabilmesi için bugün (Cuma) Gazze’yi ziyaret ediyor. İsrail
Başbakanı Benyamin Netanyahu Hişam’ın Gazze’yi ziyareti sırasında İsrail’in
Hamas’a yönelik harekâtına ara vereceğini söylemişti. Fakat sabah Hişam’ın
Gazze’ye gelişinden kendilerine yönelik füze saldırılarının sürmesi sonucu
İsrail de Gazze’ye tekrar füzeler göndermeye başladı.
Tüm
bu gelişmeler olurken bölgedeki ve dünyadaki siyasi aktörler de dünya
görüşlerine ve oynadıkları seyircilerin menşeine göre açıklamalar yapıyorlar.
Ülkemizin siyasileri elbette kendilerinde bekleneceği gibi derhal mazlum
Müslümanların yanında yer alıp İsrail’in canavarlığından ve teröristliğinden
dem vurup, İsrail’in seçim yatırımı yaptığını vurguluyorlar. Öte yandan İngiliz
Dışişleri Bakanlığı da karşıt bir açıklamayla Hamas’ın bu olayların temel
sorumlusu olduğunu ifade edip, özellikle İsrail’in Güneyinde yaşayan
İsraillilerin Hamas’ın füze tehdidi olmadan yaşamlarını sürdürebilmelerinin
zorunlu olduğunu söylüyor.
BBC'den alınan bu çizim Hamas'ın roketlerinin menzilini gösteriyor |
Hatırlarsanız
birkaç sene evvel Türkiye İsrail ile Filistin arasında arabulucu olmaya
çabalıyordu. Sonrasında İsrail ile aramız bozulunca bu sefer Türkiye ile İsrail
arasına arabulucular girmeye başlamıştı. Şu sıralarda Türkiye’nin yapamadığını
Mısır yapmaya çalışıyor gibi gözüküyor. Başbakanlarının Gazze’ye gitmesi,
ateşkesi sağlamaya çalışması olumlu bir çaba gibi. Her ne kadar Hişam Kandil
daha çok Filistinliler lehine açıklamalar yapsa ve İsrail’i olaylardan sorumlu
tutsa da, bu açıklamalar daha çok kendi kamuoyunu tatmin yönelik olduğunu
hissediyorum. Nihayetinde Mısır’ın Batı’nın ve özellikle de ABD’nin siyasi ve
ekonomik desteğine ihtiyacı var. Bu destek de ancak Mısır’ın İsrail’e yönelik
dengeli bir politika izlemesi karşılığında verileceğinden, Mısır’ın İsrail’e
karşı saldırgan bir tutum alması beklenemez. Mısır ve İsrail arasındaki en
önemli konunun 1979 Barış Antlaşması olduğunu da unutmamak lazım. Batı
ülkelerince Ortadoğu’da barışın sağlanmasında en önemli köşe taşlarından birisi
olarak görülen bu barış antlaşmasının Hüsnü Mübarek sonrasında Mısır tarafından
sürdürülüp sürdürülmeyeceğine dair şüpheler vardı. Fakat Cumhurbaşkanı Muhammed
Mursi Mısır’ın 1979 Barış Antlaşmasına sadık kalacağını değişik vesilerle ifade
etmesi İsrail’i ve Batı ülkelerini rahatlatmıştı.
Şimdilik
İsrail ile Filistinliler arasında yaşananlar daha önce yaşananlardan çok farklı
değil, ama umarız ki olaylar büyümeden taraflar arasında geçici de olsa bir orta yol bulunur
ve bölge biraz sakinleşir.
Hamas'ın füzeleri İsrail'de can yakıyor |
İsrail'in füzeleri Gazze'de can yakıyor... |