Dışişleri bakanlığında çalışanlara bazen acıyorum. Yurtdışı
görevindesiniz ve bulunduğunuz ülkede faaliyette olan bir uluslararası örgüt
ülkenizdeki hukuksuzluklara karşı ciddi bir rapor yayınlıyor ve siz bu raporda
yazan birçok şeyin doğru olduğunu bilmenize rağmen inanmaya inanmaya
hükümetinizin ve devletinizin sözüm ona itibarını korumak için iddialara karşı cevap
veriyorsunuz.
Zor tabii bu devlet memurlarının görevi; fakat
eminim ki bu raporlarda bahsi geçen kişilerin yaşadıkları bu devlet
memurlarının yaşadıklarından kat ve kat daha zordur. Nihayetinde bu dışişleri
mensupları kısa bir vicdan rahatsızlığı sonrasında gece kafalarını rahat yastıklarına
koyabiliyorlar ama raporlarda adı geçen kişiler hapishanelerde sürünmeye devam ediyorlar.
Prensip olarak bir ülkeye yabancı olan kişilerin o ülkedeki
olayları çok doğru değerlendiremeyeceğine inanırım. Ancak son yıllarda Türkiye’de
yaşanan hukuksuzlukların boyutunun artmasına ve buna rağmen kimsenin ciddi bir
şekilde sesini çıkaramamasından ötürü yabancıların Türkiye’deki vaziyetleri sergileyen
raporlarını daha ciddiye alır oldum. Ne de olsa Türkiye’de böyle raporlar
yazılamıyor, yazılanlar dipsiz kuyularda kayboluyor, yazanlar da makbul
olmayan kişiler sınıfına sokuluyor.
Bunları yazmamın sebebi ise Vaşington Büyükelçimiz Namık Tan’ın
''Committe to Protect Journalists'' isimli bir uluslararası gazeteciler örgütünün
Türkiye’deki gazeteciler ile ilgili raporuna cevaben yazdığı mektubu görmem
oldu. İlgilenenlerin aşağıdaki bağlantıdan ulaşabileceği yazıya ne denebilir
pek bilemiyorum. Güzel bir diplomatik dille yazılmaya çalışılan bu mektup
aslında hiçbir şey söylemiyor.
Yazının ortalarında büyükelçi söz konusu gazetecilerin
yasadışı veya silahlı terör örgütlerine yardım etmekten veya üye olmakla suçlandığını söylüyor. Zaten resmi olarak, suçlananların gazetecilik hatta
daha büyük ayıp ‘’muhalif’’ gazetecilikle suçlandığını söyleyecek haliniz yok.
Bir sonraki paragrafta ise büyükelçimiz ‘’aksi kanıtlanana
kadar herkes suçsuzdur ‘’ kavramını hatırlatmış. Pek ala güzel sözler, eğer gerçekten herkesçe kabul edilselerdi. Ancak Mustafa Balbay gibi gazetecilerin 4 senedir içeride olduğunu görünce bu kişilerin kanıtlanmayan suçlarının cezasını şimdiden çekmeye başladığı görülüyor.
Raporun tamamına ve büyük devlet adamlarımızın (Sayın Adalet
Bakanı ve Vaşington Büyükelçimiz) cevaplarına örgütün internet sitesinden
ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder