Ankara’nın en iyi tarafı İstanbul’dan
dönmesidir’’ derdi Kurthan Fişek hoca… Ne yazık ki kendisi hiç sevmediği
İstanbul’da vefat etti ama Ankara’da defnedildi.
Yahya Kemal’in sözünü tersine
çeviren Kurthan hoca gibi ben de Ankara’yı sevenlerdenim. Hatta o kadar ki iki
kere gidip İstanbul’a yerleşip ardından Ankara sevdası yüzünden gerisin aydın
döndüm. Ankara enteresandır; deniz kıyısındaki kentlerden gelenler sevmez,
ticaret adamları sevmez, yabancılar sevmez… Eh işte Ankara’yı seven de bir avuç
insan vardır; rahmetli Kurthan hoca ve bendeniz gibi.
Ancak sevenlerin de sevmeyenlerin
de pek görmedikleri de bir Ankara daha var. Ankara’nın genellikle göz ardı edilen,
üzerinde düşünülmeyen bir mimari zenginliği var. Cumhuriyet’in kuruluşu işe
beraber ülkeye örnek olacak bir anlayışla inşa edilmeye başlanan Cumhuriyet
Ankara’sı zaman içerisinde Türk mimarlarının kıymetli eserleriyle süslenmiştir.
Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra
Türkiye’ye gelen Clemens Holzmeister, Ernst Egli gibi büyük mimarlar yanı sıra Mongeri
gibi Türk mimarlar Ziraat Bankası (FOTOGRAF) binası, Mülkiye Mektebi binası ve
Cumhurbaşkanlığı köşkü gibi eserler yaratırken bir yandan da Cumhuriyet'i inşa
ediyorlardı. Sonraki dönemlerde özellikle de 50’lerden 80’lere kadar Ankara’da
çok ciddi mimarlık çabaları olmuştur. O dönemlerde yapılan deneysel ve yaratıcı
eserler bugün Ankara’nın mimarlık dokusunda önemli bir yere sahiptirler.
Bu
eserlerden belki de en bilineni Anıtkabir’dir. Emin Onat ve Orhan Arda’nın
mimarları olduğu Anıtkabir 1948 ile 1953 arasında inşa edilmiş. Özellikle
yapımından önce yer seçimi tartışmalara yol açan anıt mezar Ankara’nın ortasında
yükselen ve sonradan adı Anıttepe olarak değiştirilecek Rasattepe’ye inşa
edilmiştir.
Anıtkabirin inşasından |
Çok
daha az kişinin bildiği 50’leri ait enteresan bir kişiliği olan bir yapı ise
Nejat Ersin’in eseri olan Meydanlar Müdürlüğü Kooperatif apartmanı, ya da
bilinen adıyla Cinnah 19.
Cinnah 19 |
Çatısında
havuzu ve diğer ortak kullanma alanları da olan bu yapı, özellikle çarpıcı detayları
ile dikkat çekiyor.
Yine
Çankaya bölgesinde fakat 60’lardan gelen bir diğer eser ise halk arasında ‘’gemi
ev’’ olarak bilinen Özkan Ailesi evidir. Hoşdere caddesi üzerinde Mimar Danyal Tevfik Çiper
tarafından Özkan ailesi için yapılan proje Çiper’in deyimiyle ‘’özgürce’’
yapabildiği bir proje olmuştur.
''Gemi ev'' |
Özkan
ailesinin tüm fertlerinin ihtiyaçlarına göre şekillendirilen bu binanın Hoşdere
caddesine bakan cephesi, yani binanın pruvasının olduğu kısımın ailenin babasının
ve ahbaplarının bir araya gelip, dini
sohbetler yaptığı ve namaz kıldığı bir bölüm olduğu dışarından tahmin edilemez.
Rahmetli Çiper’in sözleri ile aktaracak olursak: ‘’… birinci katta ön cephe çok
kapalıdır. O katta babaları oturuyordu, konuşmalarımız esnasında nasıl
yaşadığını sorduk. Arasıra arkadaşlarının geldiğini, 10-15 kişi dini
sohbetlerinin olduğunu, sonrada hep beraber Namaz kıldıklarını anlattı. Sokağı
görmesinin gerekmediğini ama aydınlık istediğini belirtti. Sonuçta ortaya çıkan
o yuvarlak formlu mekan aydınlık, sokağı görmeyen ve sesi içeriye yansıtmayacak
şekilde ortaya konuldu. Şöminenin yanında yuvarlak bir divan var, orada sohbet
ediyorlardı. Tam ortasındaki seccadede yan yana durduklarında, kıble tam sıfır,
orada namaz kılıyorlardı.’’
Ankara garı ve gazinosu |
Gemi
evden biraz daha geri zamanlara uzanmaya ne dersiniz? Mesela 30’larda inşa
edilen Gar Gazinosunu bilir misiniz? Mimar Şekip Akalın’ın eseri olan Gar
Gazinosu 1938’de Ankara Garı ile beraber kapılarını açtı. 60’lara kadar Ankara’nın
gayri-resmi eğlence hayatının yaşandığı yerlerden birisi olan bu yapının dikkat
çekici bir saat kulesi bulunmaktadır. Gazino salonu ve seyir terası ile
zamanında Zeki Müren’leri, Behice Aksoy’ları ağırlayan bu yapı, bugünlerde
Ulaştırma Bakanlığı tarafından restore ediliyor. Eski şaşalı günlerinden uzak
sessiz bir şekilde makyajının yenilenmesini bekliyor
Gar Gazinosu.
Orta
Doğu Teknik Üniversitesi… 50’ler, 60'ları…
ODTÜ kuruluşunda kısa süre sonra... |
Sadece
birkaç bina, ağaç yok, yol yok ama büyük bir inanç var…
2000’ler...
Devasa
ve şahane bir kampüs… 50’lerde,60’larda ve 70’lerde anneciğimin ve
arkadaşlarının diktiği ağaçlar büyümüş, orman olmuş…
Mimar
mimar, rahmetli Behruz Çinici’nin eserleri yükselmiş… Rektörlük, mimarlık
fakültesi… ODTÜ’yü satırlarla anmak ayıp olur. Yazarız bir gün tek başına ODTÜ’yü…
Behruz
Çinici dedik, bari yaptığı bir diğer eseri analım.
TBMM camii |
Bizim,
Ankara’mızın çok güzel bir camisi var, bilir misiniz? Meclisin içinden yükselir
güzelim camii. Aslında pek de yükselmez ya… Yok çirkin felan değil, tam
tersine, bence Cumhuriyet döneminin en güzel camilerindendir. Minaresiz,
kubbesiz, bu camii bizim yobazları pek rahatsız etmiştir, hatta hala ‘’böyük’’ milletvekillerimizin
bir kısmı camiyi anarken sin kaflı cümleler kullanırlar… Onlara alüminyum
minareli uzay aracı benzeri camii vermeli.
Neyse,
baba Çinici ve oğul Çinici’nin bu güzelim eseri 1989 açıldı ve mimarların
cemaatinde o kadar saygı uyandırdı ki 1995 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü
kazandı. Camii ve Ankara deyince, 1973-77 arasında Ankara büyükşehir belediye
başkanlığı yapmış Vedat Dalokay’ı anmamak olmaz. Şimdi uzun uzun anlatmanın
yeri değil ama hatırlatalım bari; Dalokay’ın şu anda çirkinlik abidesi olarak
Ankara’nın siluetini kirleten Kocatepe Camisi yapılmadan önce sunduğu camii
projesi kabul edilmedi. Sanata ve estetiğe çok yatkın böyük ‘’böyük’’ devlet
adamlarımızın kabul etmediği proje, Dalokay tarafından İslamabad’da gerçekleştirildi.
Ağa Han mimarlık ödülünü de kazanan bu camii, bugün dünyanın en kıymetli ve en
güzel camilerinden birisi olarak anılıyor. Eh bizim kıymetini bilmediğimiz
şeylerin kıymetini elin gavuru biliyor…
Kral Faysal camii, İslamabad |
Daha
anlatacak çok yer var çok… Mülkiye’den bahsederiz biraz daha, eski Stad Oteli’nden,
eski Büyük Ankara Oteli’nden, Emek İş Hanı’ndan, eski İş Bankası gökdeleninden...
Ankara bitmez yahu…
Kaynak:
Fişek,
Kurthan. Burası Ankara, Phoenix
yayınları
Büyükyıldız
, Feridun. Başka Kent Ankara, Phoenix yayınları
Ankara
1910-2003, Boyut yayınları
Şenyapılı
Önder. Ne demek Ankara; Balgat, niye
Balgat?, ODTÜ yayınları
Başbuğoğlu,
Selda. “Danyal Tevfik çiper” Mimarlık 264 (Temmuz 1995) s. 20-27.
Yaka
Resimleri, Cumhuriyet Kuşağında Yaprak Dökümü, Türkiye Serbest Mimarlar Dergisi sayı 5, (Ağustos 2010), s. 12-16.
Ankara'yı sevenlerin zevkle okuyacağı bir yazı..
YanıtlaSilÇok güzel
Daha Ankara'da anlatacak çok yer var...
YanıtlaSilMuhteşem bir yazı yazmışsın.
YanıtlaSil